Uyku esnasında yutak bölgesinde, yumuşak damak, minik dil ve bademciklerde oluşan gevşeme ile beraber bu bölgedeki yumuşak doku, solunuma bağlı olarak titrer. Titreşimin etkisiyle yumuşak dokunun çıkarttığı ses horlama olarak tanımlanır. Hanımefendilere oranla erkeklerde daha sık görülmesinin sebebi fizyolojiktir. Adamların boyun bölgesi hanımefendilere oranla daha yağlıdır. Bu durum uyku esnasında yumuşak dokunun daha çok etkilenmesine dolayısıyla daha çok horlamaya sebep olur. Kilo arttıkça horlamanın sertliği de bu yüzden artar. Sadece menopoz döneminden sonrasında hanımlarda hormonal değişiklilere bağlı olarak yaşanmış olan fizyolojik değişiklik, hanımlarda horlama şiddetinin artmasına niçin olur.
Bazı durumlarda horlama, kolay bir enfeksiyon sonucu oluşan burun tıkanıklığına bağlı olarak görülebilir. Uyku esnasında hava almak için meydana getirilen ek çaba, boğaz bölgesindeki yumuşak dokuların içe doğru çekilmesine neden olur. Enfeksiyonun iyileşmesinden sonrasında horlama kesilir. Bu son aşama düzgüsel bir durumdur. Alkol kullanımı ve ilaç kullanımına bağlı olarak da horlama görülebilir. Kullanılan ilaçların ya da alkolün oluşturduğu tesir ile şahıs, uyku esnasında kas kontrolünü kaybeder. Kasların gevşemesi ile beraber dil boğaza doğru hafifçe kayar ve horlamaya niçin olur. Bilhassa sırt üstü pozisyonda yatıldığında artan horlama, uzun ve yorucu bir günün arkasından da görülebilir. Tüm bunların haricinde erişkin nüfusun ortalama olarak %25’i devamlı olarak horlar. Horlamaya birlikte rol alan solunumun kesilmesi ve uykunun bölünmesi şeklinde emareler yoksa bu durum kolay horlama olarak tanımlanır.
Çoğunlukla yatış pozisyonuna bağlı olarak artış gösteren kolay horlamanın sertliği, kişinin kilo alması ile beraber artar. Bunun sebebi kilo ile beraber üst solunum yolunda mevcud darlığın artmasıdır. Bu durum çoğu zaman çevredekilerin uyarısı ile fark edilir. Horlayan şahıs çoğu zaman hekime çevredekilerin ikazları üstüne başvurur. Sadece solunumun belirli aralıklarla kesilmesi ya da kişinin uykusundan uyanması, pek oldukça değişik sıhhat problemine neden olan, tıkayıcı uyku apne sendromu emareleri içinde yer alır. Bu hastalık, kişinin horlama sebepleri araştırıldıktan sonrasında ne olursa olsun tedavi edilmesi gerekir.
Horlama niçin olur?
Horlama, çoğunlukla pozisyona bağlı olarak görülse de bitkinlik, uykusuzluk, sigara ve alkol tüketimi, mevcud enfeksiyon hastalıkları ve kullanılan ilaçlar da horlamayan kişilerin horlamasına; horlayanların da daha şiddetli horlamasına neden olur. Uyku esnasında geniz bölgesinde yer edinen yumuşak doku bir miktar gevşer. Bu gevşemeye bağlı olarak nefes alıp vermek güçleşir. Hava akışının bu bölgede oluşturduğu türbülans, yumuşak dokuların titreşmesine neden olur. Oluşan bu titreşim de horlama olarak tanımlanan sesin oluşmasını sağlar. Horlama yüzünden yeterince oksijen alamayan ya da almak için uğraş veren şahıs, sabahları bitkin, hâlsiz ve uykusuz olarak uyanır. Sadece şahıs horladığının bilincinde olmadığı için bu durumdan şüphelenmez. Kolay horlama olarak tanımlanan bu durumu şahıs sadece öteki kişilerin horlama sesinden rahatsız olması durumunda öğrenir.
Horlama iyi mi tedavi edilir?
Uyku esnasında solunumun kesilmesine niçin olmayan bu tip horlamalar, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastıkta uyunması, fazla kiloların verilmesi, hafifçe yiyecekler tüketilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması ve burun bandı kullanılması şeklinde çözümler de önlenebilir. Horlama iyi mi geçer sorusuna verilebilecek en kolay cevap budur. Sadece tüm bunlara karşın horlama sertliği azalmıyorsa şahıs kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır. Doktor tarafınca meydana getirilen muayene ve ek tetkikler sonucunda horlamaya yol açan etkenler saptanır ve uygun tedavi düzenlenir. Bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşım ile ağız içi alet kullanımı önerilebilir. Ağız içi alet, diş hekimleri tarafınca kişiye hususi olarak meydana getirilen, uyku öncesi ağza takılarak, dilin arkaya doğru hareket etmesini engellemiş olan ve ağız içi boşluğun artırılmasını elde eden bir tür protezdir. Bir öteki tedavi yöntemi de cerrahi operasyondur. Sadece kolay horlamaya bağlı olarak operasyon yapılmadan ilkin kişinin uyku laboratuvarında yatırılması ve uykusunun incelenmesi gerekir. Bazı durumlarda horlama, hastalık olarak değil, bir emare olarak da ortaya çıkabilir. Tıkayıcı uyku apne sendromu olarak adlandırılan bu hastalık dünya genelinde %3 oranında görülse de 50 yaşın üstündeki şişman erkeklerde bu oran %50’ye kadar yükselir. Uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp ve beyin damarları etkilenir. Cinsel isteksizlik, migren, yüksek gerilim şeklinde hastalıkların yanı sıra kalp krizine de yol açabilir.
Tıkayıcı uyku apne sendromu nedir?
Halk içinde uyku apnesi olarak da malum hastalık, horlama, gündüz aşırı uyku hâli ve en önemlisi uyurken solunumun bir ya da birkaç kez durması ile karakterizedir. Başlangıçta dikkat eksikliği, unutkanlık, sinirlilik ve depresyon şeklinde problemlere neden olan uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp hastalıkları şeklinde oldukça daha ciddi sıhhat problemlerine yol açabilir. Uyku apne sendromunun öteki emarelerinden bazıları şöyledir:
Sabah oluşan ağız kuruluğu
Baş ağrısı ile uyanma
Yeterince uyunmasına karşın zor uyanma
Uykuda oluşan baş, boyun ve göğüs bölgesinde oluşan terleme
Gece nefes alamama hissi
Öteki odalardan duyulacak şiddette horlama
Oturur pozisyonda uyuya kalma
Gün içinde dayanılamaz uyku hissi
Kilo problemi yaşayan kişilerde ve erkeklerde çoğunlukla görülen tıkayıcı uyku apnesi sendromu, zayıf fakat alt çenesi minik ve geride, iri bademciklere haiz, kısa ve kalınca boyunlu kişilerde de sıkça görülür. Kesinlikle uyku laboratuvarına yatarak uykusunun incelenmesi ihtiyaç duyulan uyku apnesi hastaları için değişik tedavi şekilleri mevcuttur. Continuous Positive Air Pressure (CPAP) adında olan ve durağan(durgun) tazyik üreten aygıt yardımıyla uyku esnasında hava yolunun daralması engellenir. Gece uyumadan ilkin kişinin CPAP cihazını çalıştırarak, maske takması yeterlidir. Bu minik aygıt tarafınca maskeye gönderilen durağan(durgun) basınçlı hava, üst solunum yolunun kapanmasını engelleyerek doğru bir solunum oluşumunu destek sunar. Kolay horlama tedavi seçenekleri içinde olan ağız içi vasıta, radyofrekans ve cerrahi seçenekler de hastalığın mevcut durumuna nazaran uygulanabilir.
Horlama
11 Aralık 2021 by kurtulanlar • Genel Hastalıklar Tags: Horlama belirtileri, Horlama nedir, Horlama tedavileri • 0 Comments
Uyku esnasında yutak bölgesinde, yumuşak damak, minik dil ve bademciklerde oluşan gevşeme ile beraber bu bölgedeki yumuşak doku, solunuma bağlı olarak titrer. Titreşimin etkisiyle yumuşak dokunun çıkarttığı ses horlama olarak tanımlanır. Hanımefendilere oranla erkeklerde daha sık görülmesinin sebebi fizyolojiktir. Adamların boyun bölgesi hanımefendilere oranla daha yağlıdır. Bu durum uyku esnasında yumuşak dokunun daha çok etkilenmesine dolayısıyla daha çok horlamaya sebep olur. Kilo arttıkça horlamanın sertliği de bu yüzden artar. Sadece menopoz döneminden sonrasında hanımlarda hormonal değişiklilere bağlı olarak yaşanmış olan fizyolojik değişiklik, hanımlarda horlama şiddetinin artmasına niçin olur.
Bazı durumlarda horlama, kolay bir enfeksiyon sonucu oluşan burun tıkanıklığına bağlı olarak görülebilir. Uyku esnasında hava almak için meydana getirilen ek çaba, boğaz bölgesindeki yumuşak dokuların içe doğru çekilmesine neden olur. Enfeksiyonun iyileşmesinden sonrasında horlama kesilir. Bu son aşama düzgüsel bir durumdur. Alkol kullanımı ve ilaç kullanımına bağlı olarak da horlama görülebilir. Kullanılan ilaçların ya da alkolün oluşturduğu tesir ile şahıs, uyku esnasında kas kontrolünü kaybeder. Kasların gevşemesi ile beraber dil boğaza doğru hafifçe kayar ve horlamaya niçin olur. Bilhassa sırt üstü pozisyonda yatıldığında artan horlama, uzun ve yorucu bir günün arkasından da görülebilir. Tüm bunların haricinde erişkin nüfusun ortalama olarak %25’i devamlı olarak horlar. Horlamaya birlikte rol alan solunumun kesilmesi ve uykunun bölünmesi şeklinde emareler yoksa bu durum kolay horlama olarak tanımlanır.
Çoğunlukla yatış pozisyonuna bağlı olarak artış gösteren kolay horlamanın sertliği, kişinin kilo alması ile beraber artar. Bunun sebebi kilo ile beraber üst solunum yolunda mevcud darlığın artmasıdır. Bu durum çoğu zaman çevredekilerin uyarısı ile fark edilir. Horlayan şahıs çoğu zaman hekime çevredekilerin ikazları üstüne başvurur. Sadece solunumun belirli aralıklarla kesilmesi ya da kişinin uykusundan uyanması, pek oldukça değişik sıhhat problemine neden olan, tıkayıcı uyku apne sendromu emareleri içinde yer alır. Bu hastalık, kişinin horlama sebepleri araştırıldıktan sonrasında ne olursa olsun tedavi edilmesi gerekir.
Horlama niçin olur?
Horlama, çoğunlukla pozisyona bağlı olarak görülse de bitkinlik, uykusuzluk, sigara ve alkol tüketimi, mevcud enfeksiyon hastalıkları ve kullanılan ilaçlar da horlamayan kişilerin horlamasına; horlayanların da daha şiddetli horlamasına neden olur. Uyku esnasında geniz bölgesinde yer edinen yumuşak doku bir miktar gevşer. Bu gevşemeye bağlı olarak nefes alıp vermek güçleşir. Hava akışının bu bölgede oluşturduğu türbülans, yumuşak dokuların titreşmesine neden olur. Oluşan bu titreşim de horlama olarak tanımlanan sesin oluşmasını sağlar. Horlama yüzünden yeterince oksijen alamayan ya da almak için uğraş veren şahıs, sabahları bitkin, hâlsiz ve uykusuz olarak uyanır. Sadece şahıs horladığının bilincinde olmadığı için bu durumdan şüphelenmez. Kolay horlama olarak tanımlanan bu durumu şahıs sadece öteki kişilerin horlama sesinden rahatsız olması durumunda öğrenir.
Horlama iyi mi tedavi edilir?
Uyku esnasında solunumun kesilmesine niçin olmayan bu tip horlamalar, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastıkta uyunması, fazla kiloların verilmesi, hafifçe yiyecekler tüketilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması ve burun bandı kullanılması şeklinde çözümler de önlenebilir. Horlama iyi mi geçer sorusuna verilebilecek en kolay cevap budur. Sadece tüm bunlara karşın horlama sertliği azalmıyorsa şahıs kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır. Doktor tarafınca meydana getirilen muayene ve ek tetkikler sonucunda horlamaya yol açan etkenler saptanır ve uygun tedavi düzenlenir. Bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşım ile ağız içi alet kullanımı önerilebilir. Ağız içi alet, diş hekimleri tarafınca kişiye hususi olarak meydana getirilen, uyku öncesi ağza takılarak, dilin arkaya doğru hareket etmesini engellemiş olan ve ağız içi boşluğun artırılmasını elde eden bir tür protezdir. Bir öteki tedavi yöntemi de cerrahi operasyondur. Sadece kolay horlamaya bağlı olarak operasyon yapılmadan ilkin kişinin uyku laboratuvarında yatırılması ve uykusunun incelenmesi gerekir. Bazı durumlarda horlama, hastalık olarak değil, bir emare olarak da ortaya çıkabilir. Tıkayıcı uyku apne sendromu olarak adlandırılan bu hastalık dünya genelinde %3 oranında görülse de 50 yaşın üstündeki şişman erkeklerde bu oran %50’ye kadar yükselir. Uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp ve beyin damarları etkilenir. Cinsel isteksizlik, migren, yüksek gerilim şeklinde hastalıkların yanı sıra kalp krizine de yol açabilir.
Tıkayıcı uyku apne sendromu nedir?
Halk içinde uyku apnesi olarak da malum hastalık, horlama, gündüz aşırı uyku hâli ve en önemlisi uyurken solunumun bir ya da birkaç kez durması ile karakterizedir. Başlangıçta dikkat eksikliği, unutkanlık, sinirlilik ve depresyon şeklinde problemlere neden olan uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp hastalıkları şeklinde oldukça daha ciddi sıhhat problemlerine yol açabilir. Uyku apne sendromunun öteki emarelerinden bazıları şöyledir:
Sabah oluşan ağız kuruluğu
Baş ağrısı ile uyanma
Yeterince uyunmasına karşın zor uyanma
Uykuda oluşan baş, boyun ve göğüs bölgesinde oluşan terleme
Gece nefes alamama hissi
Öteki odalardan duyulacak şiddette horlama
Oturur pozisyonda uyuya kalma
Gün içinde dayanılamaz uyku hissi
Kilo problemi yaşayan kişilerde ve erkeklerde çoğunlukla görülen tıkayıcı uyku apnesi sendromu, zayıf fakat alt çenesi minik ve geride, iri bademciklere haiz, kısa ve kalınca boyunlu kişilerde de sıkça görülür. Kesinlikle uyku laboratuvarına yatarak uykusunun incelenmesi ihtiyaç duyulan uyku apnesi hastaları için değişik tedavi şekilleri mevcuttur. Continuous Positive Air Pressure (CPAP) adında olan ve durağan(durgun) tazyik üreten aygıt yardımıyla uyku esnasında hava yolunun daralması engellenir. Gece uyumadan ilkin kişinin CPAP cihazını çalıştırarak, maske takması yeterlidir. Bu minik aygıt tarafınca maskeye gönderilen durağan(durgun) basınçlı hava, üst solunum yolunun kapanmasını engelleyerek doğru bir solunum oluşumunu destek sunar. Kolay horlama tedavi seçenekleri içinde olan ağız içi vasıta, radyofrekans ve cerrahi seçenekler de hastalığın mevcut durumuna nazaran uygulanabilir.