İskemi; çoğunlukla belirli bir dokudaki kan akışının zayıflaması yada tamamen kesilmesi sonucu dokunun başta oksijen olmak suretiyle dirimsel ehemmiyet taşıyan moleküllere erişiminin engellenmesine bağlı olarak gelişen doku hasarına verilen isimdir. Bu anlamda, dokulara oksijen ve gıda taşımakla görevli kan damarlarının, damar içinde gelişen pıhtı yada plaklar sonucu tıkanması yada damar dışı dokuların bası yöntemiyle damar lümenini daraltması dokularda iskemi görülmesine niçin olabilir.Vücuttaki dokuları oluşturan her bir hücrenin metabolizma hızı birbirinden farklıdır. Buna bağlı olarak, hücrelerin oksijen ve gıda gereksinimleri da değişim gösterir. Bu da aslına bakarsak her bir hücrenin iskemi rahatsızlığına karşı göstereceği direncin de farklılaşmasına niçin olur. Genel olarak, metabolizma hızı daha yüksek olan ve oksijene daha fazlaca gereksinim duyan hücrelerde iskemik hasar görülme ihtimali daha fazladır. Bu özelliği gösteren başlıca hücreler ise kalp kası hücreleri ve beyin hücreleridir. Bundan dolayı, iskemik hasar çoğunlukla kalp kası yada beyin dokusunda görülen bir rahatsızlıktır.
İskemi Iyi mi Ortaya Çıkar?
İskeminin ortaya çıkması için ilk olarak dokuya ulaşan oksijen ve gıda desteğinin azalması gerekir. Bu anlamda, oksijen ve gıda desteğini elde eden kan damarlarındaki kan akış hızının zayıflaması, iskeminin başlıca nedenidir. Bu durumda, çoğu zaman damar lümenini daraltacak bir etkenin varlığından söz edilebilir. İskemiye sebep olan öteki etkenler ise damar içinde oluşan plaklar ve bu plakların zarar görmesiyle tetiklenen damar içi pıhtılaşmadır.
Bir öteki etken de değişik bir damar dokusu içinde görülen pıhtının kan dolaşımına karışarak başka bir dokuya ilişkin damar lümenini tıkaması olarak tanımlayabileceğimiz emboli isminde olan durumdur. Damar plakları çoğunlukla vücuttaki yağ dokusu oranının artması ve hareketsiz (sedanter) yaşam seçimi ile birlikte vücuttaki fena kolesterol artışına paralel olarak damar cidarında ortaya çıkar. Plaklar zaman içinde büyüyerek damar lümenini büyük oranda daraltır ve bu da kan akışını sekteye uğratır. Bunun sonucunda da plağın devamında bulunan damar boşluğundaki oksijen ve gıda miktarı azalır, buna bağlı olarak bu bölgedeki dokularda iskemi görülebilir.
Hafifçe seyreden iskemik kalp hasarları, kalp krizleri ve inme ile ilişkili serebrovasküler sorunların genel olarak bu şekilde ortaya çıkmış olduğu söylenebilir.Damar içi plaklar, kan akışının oluşturduğu yüzey gerilimine bağlı olarak hasara uğradığında ise pıhtılaşma mekanizmaları devreye girebilir ve bunun sonucunda plak üstünde pıhtı oluşumu görülür. Bu durumda, damar içindeki pıhtılaşma lümeni tamamen tıkayabilir. Bu tıkanma da pıhtının yakınında bulunan damar lümeninde kan akışının tamamen durmasına ve dolayısıyla daha şiddetli bir iskemiye neden olur. Klinik olarak vasıflandırılan ciddi kalp krizi vakaları ve inme vakaları bu şekilde gerçekleşir.İskemi ile ilgili bahsedilmesi ihtiyaç duyulan bir öteki nokta ise, iskemik hasara maruz kalan dokuda, hücrelerin hayatta kalabilmek için oksijenin azca olduğu ortamlar için geliştirilen bazı uyum mekanizmalardır.
Bu mekanizmalarda, hücreler çeşitli toksik maddeler üretebilir. İskemiye yol açan tıkanıklığın kontrolsüz bir halde giderilmesi ve iskemi görülen dokuya ani bir halde oksijen bakımından varlıklı kan akışının sağlanması, oksijensiz ortama uyum elde etmiş hücrelerde zararı dokunan bazı maddelerin üretilmesine niçin olabilir. Bu maddelere reaktif oksijen radikalleri adı verilir. Reaktif oksijen radikalleri, iskemi sonrası oksijene maruz kalan hücrelerde daha ciddi hasara yol açabilir. Bu anlamda, hastalığın kendisi kadar tedavi sürecinde uygulanan yöntemlerin de dirimsel ehemmiyet taşımış olduğu söylenebilir.
İskeminin Sebepleri Nedir?
İskemi; vücut içindeki herhangi bir dokuya ulaşan oksijen miktarının azalmasına bağlı olarak gelişir. Bu bakımdan, oksijeni hücre ve dokulara taşıyan kan akışını azaltacak her türlü etken iskemik hasara yol açabilir. Hem de, oksijenin dokulara ulaştırılması esnasında karşılaşılan öteki problemler de iskemiye niçin olabilir. İskeminin en yaygın olarak görülen sebepleri şu şekildedir: •Damar lümeninin daralması: Bilhassa damar sertliği olarak da malum ateroskleroz (damar içi plak oluşumu) sonrasında dokulara ulaşan kan ve oksijen miktarında görülen azalma iskemiye niçin olabilir.
Hem de, ölümcül olabilen kalp krizlerinin öncü emareleri ve hafifçe seyreden kalp krizlerinden de lümendeki daralmalar mesuldür. Benzer şekilde, lümende görülen daralma, yürümeyi ciddi anlamda kısıtlayan periferik damar hastalıklarına da sebebiyet verebilir.•Damar lümeninin tıkanması: Ateroskleroz plaklarının yırtılmasıyla damar içi pıhtılaşma görülebileceği şeklinde, başka bir damar lümeninde oluşan pıhtı, kan akışı içinde değişik bir damar lümenini de tıkayabilir (emboli). Beyin damarlarının emboli sonucu tıkanması yada pulmoner emboli şeklinde bacak toplardamarlarındaki pıhtıların yol açmış olduğu hastalıkların damar lümeni tıkanmasında en yaygın hastalık etkeni olduğu söylenebilir. Ek olarak, şiddetli kalp krizlerinde plakların yırtılmasına bağlı olarak damar lümeni tıkanması görülür.
- Damara dışarıdan bası olması: Damar cidarına dışarıdan bası gelmesi sonucu, kan akışının kısıtlanmasına bağlı olarak iskemi görülebilir. Örnek vermek gerekirse, uzun bir süre kol yada bacak kaslarını sıkacak şekilde atel yada alçı kullanmak kan dolaşımının bozulmasına bağlı olarak çevre dokularda iskemik hasara niçin olabilir.•Damar cidarının iltihaplanması: Çeşitli romatolojik yada otoimmün hastalıklara bağlı olarak, damar duvarının direkt bağışıklık sistemi tarafınca hasara uğratılması, kan akışında kesintilere yol açabilir. Vaskülit olarak isimlendirilen bu durum, dokularda iskemik hasara niçin olabilir.•Kan akışının azalması: Çeşitli kalp hastalıklarında kalbin atış gücünün zayıflaması sonucu kan akışında ciddi düşüşler görülebilir. Bu duruma bağlı olarak, beyin şeklinde metabolizma hızı yüksek olan dokuların bulunmuş olduğu organlara yeterince kan pompalanamadığından, bu dokularda iskemik hasar ortaya çıkabilir. Bu durum, bilhassa ani gerilim düşüşlerinin görüldüğü kalp hastalıklarında görülür.•Oksijen taşımasında görülen problemler: Kanda oksijeni taşımaktan görevli kırmızı kan hücrelerinin fonksiyonlarında görülen bozulma (karbonmonoksit zehirlenmesi, methemoglobinemi şeklinde durumlar) yada kan hücrelerinin sayısında görülen azalma (anemiye bağlı olarak) dokuların oksijensiz kalmasına neden olur ve bu durum da iskemik hasara niçin olur.
İskeminin Emareleri Nedir?
İskeminin emareleri, hasarın görüldüğü dokuya bakılırsa değişim gösterir. Bu anlamda, iskemik hasarın en sık görüldüğü dokulara bağlı olarak ortaya çıkan emareler şu şekilde sıralanabilir:
Kalp kasının etkilendiği durumlarda görülen emareler
Kol, çene ve boyun kısmına yayılan göğüs ağrısı
Çarpıntı
Nefes darlığı
Halsizlik ve bitkinlik
Bulantı ve kusma
Beyin dokusunun etkilendiği durumlarda görülen emareler
Şuur kaybı
Görme kaybı
Konuşmada bozukluk
Denge kaybı
Kişilik değişimleri
Vücudun belli noktalarında kasılma
Vücudun belli noktalarında his kaybı
İskemi Iyi mi Tedavi Edilir?
İskemi tedavisinde temel amaç, iskemik hasarın görüldüğü dokuya oksijen ulaştırılmasıdır. Bu doğrultuda, iskemiye yol açan mekanizmanın düzeltilmesi hedeflenir. Kan akışının sekteye uğramış olduğu durumlarda tıkanan kan damarının çeşitli yöntemlerle (ilaç tedavisi, anjiyografi yada bypass ameliyatı) açılması ve kan akışının sağlanması; damara bası olan durumlarda basının giderilmesi, vaskülit ve benzeri durumlarda ise altta yatan hastalığın tedavisi hedeflenir. Kalbin çalışmasına ilişkin bozukluklarda ise kalp atış enerjisini artıracak ilaçlara başvurulabilir. Burada mühim olan nokta, iskemiye yol açan etkenin ortadan kaldırılması sonucunda yoğun oksijene maruz kalan dokuda reaktif oksijen radikallerine bağlı hasar ihtimalinin göz önünde bulundurulması, iskemik hasarın mümkün olan en kısa sürede düzeltilmesi ve tedavi sonrası doku hasarının denetim altında tutulmasıdır.
İskemi
10 Aralık 2021 by kurtulanlar • Genel Hastalıklar Tags: İskemi belirtileri, İskemi nedir, İskemi tedavisi • 0 Comments
İskemi; çoğunlukla belirli bir dokudaki kan akışının zayıflaması yada tamamen kesilmesi sonucu dokunun başta oksijen olmak suretiyle dirimsel ehemmiyet taşıyan moleküllere erişiminin engellenmesine bağlı olarak gelişen doku hasarına verilen isimdir. Bu anlamda, dokulara oksijen ve gıda taşımakla görevli kan damarlarının, damar içinde gelişen pıhtı yada plaklar sonucu tıkanması yada damar dışı dokuların bası yöntemiyle damar lümenini daraltması dokularda iskemi görülmesine niçin olabilir.Vücuttaki dokuları oluşturan her bir hücrenin metabolizma hızı birbirinden farklıdır. Buna bağlı olarak, hücrelerin oksijen ve gıda gereksinimleri da değişim gösterir. Bu da aslına bakarsak her bir hücrenin iskemi rahatsızlığına karşı göstereceği direncin de farklılaşmasına niçin olur. Genel olarak, metabolizma hızı daha yüksek olan ve oksijene daha fazlaca gereksinim duyan hücrelerde iskemik hasar görülme ihtimali daha fazladır. Bu özelliği gösteren başlıca hücreler ise kalp kası hücreleri ve beyin hücreleridir. Bundan dolayı, iskemik hasar çoğunlukla kalp kası yada beyin dokusunda görülen bir rahatsızlıktır.
İskemi Iyi mi Ortaya Çıkar?
İskeminin ortaya çıkması için ilk olarak dokuya ulaşan oksijen ve gıda desteğinin azalması gerekir. Bu anlamda, oksijen ve gıda desteğini elde eden kan damarlarındaki kan akış hızının zayıflaması, iskeminin başlıca nedenidir. Bu durumda, çoğu zaman damar lümenini daraltacak bir etkenin varlığından söz edilebilir. İskemiye sebep olan öteki etkenler ise damar içinde oluşan plaklar ve bu plakların zarar görmesiyle tetiklenen damar içi pıhtılaşmadır.
Bir öteki etken de değişik bir damar dokusu içinde görülen pıhtının kan dolaşımına karışarak başka bir dokuya ilişkin damar lümenini tıkaması olarak tanımlayabileceğimiz emboli isminde olan durumdur. Damar plakları çoğunlukla vücuttaki yağ dokusu oranının artması ve hareketsiz (sedanter) yaşam seçimi ile birlikte vücuttaki fena kolesterol artışına paralel olarak damar cidarında ortaya çıkar. Plaklar zaman içinde büyüyerek damar lümenini büyük oranda daraltır ve bu da kan akışını sekteye uğratır. Bunun sonucunda da plağın devamında bulunan damar boşluğundaki oksijen ve gıda miktarı azalır, buna bağlı olarak bu bölgedeki dokularda iskemi görülebilir.
Hafifçe seyreden iskemik kalp hasarları, kalp krizleri ve inme ile ilişkili serebrovasküler sorunların genel olarak bu şekilde ortaya çıkmış olduğu söylenebilir.Damar içi plaklar, kan akışının oluşturduğu yüzey gerilimine bağlı olarak hasara uğradığında ise pıhtılaşma mekanizmaları devreye girebilir ve bunun sonucunda plak üstünde pıhtı oluşumu görülür. Bu durumda, damar içindeki pıhtılaşma lümeni tamamen tıkayabilir. Bu tıkanma da pıhtının yakınında bulunan damar lümeninde kan akışının tamamen durmasına ve dolayısıyla daha şiddetli bir iskemiye neden olur. Klinik olarak vasıflandırılan ciddi kalp krizi vakaları ve inme vakaları bu şekilde gerçekleşir.İskemi ile ilgili bahsedilmesi ihtiyaç duyulan bir öteki nokta ise, iskemik hasara maruz kalan dokuda, hücrelerin hayatta kalabilmek için oksijenin azca olduğu ortamlar için geliştirilen bazı uyum mekanizmalardır.
Bu mekanizmalarda, hücreler çeşitli toksik maddeler üretebilir. İskemiye yol açan tıkanıklığın kontrolsüz bir halde giderilmesi ve iskemi görülen dokuya ani bir halde oksijen bakımından varlıklı kan akışının sağlanması, oksijensiz ortama uyum elde etmiş hücrelerde zararı dokunan bazı maddelerin üretilmesine niçin olabilir. Bu maddelere reaktif oksijen radikalleri adı verilir. Reaktif oksijen radikalleri, iskemi sonrası oksijene maruz kalan hücrelerde daha ciddi hasara yol açabilir. Bu anlamda, hastalığın kendisi kadar tedavi sürecinde uygulanan yöntemlerin de dirimsel ehemmiyet taşımış olduğu söylenebilir.
İskeminin Sebepleri Nedir?
İskemi; vücut içindeki herhangi bir dokuya ulaşan oksijen miktarının azalmasına bağlı olarak gelişir. Bu bakımdan, oksijeni hücre ve dokulara taşıyan kan akışını azaltacak her türlü etken iskemik hasara yol açabilir. Hem de, oksijenin dokulara ulaştırılması esnasında karşılaşılan öteki problemler de iskemiye niçin olabilir. İskeminin en yaygın olarak görülen sebepleri şu şekildedir: •Damar lümeninin daralması: Bilhassa damar sertliği olarak da malum ateroskleroz (damar içi plak oluşumu) sonrasında dokulara ulaşan kan ve oksijen miktarında görülen azalma iskemiye niçin olabilir.
Hem de, ölümcül olabilen kalp krizlerinin öncü emareleri ve hafifçe seyreden kalp krizlerinden de lümendeki daralmalar mesuldür. Benzer şekilde, lümende görülen daralma, yürümeyi ciddi anlamda kısıtlayan periferik damar hastalıklarına da sebebiyet verebilir.•Damar lümeninin tıkanması: Ateroskleroz plaklarının yırtılmasıyla damar içi pıhtılaşma görülebileceği şeklinde, başka bir damar lümeninde oluşan pıhtı, kan akışı içinde değişik bir damar lümenini de tıkayabilir (emboli). Beyin damarlarının emboli sonucu tıkanması yada pulmoner emboli şeklinde bacak toplardamarlarındaki pıhtıların yol açmış olduğu hastalıkların damar lümeni tıkanmasında en yaygın hastalık etkeni olduğu söylenebilir. Ek olarak, şiddetli kalp krizlerinde plakların yırtılmasına bağlı olarak damar lümeni tıkanması görülür.
İskeminin Emareleri Nedir?
İskeminin emareleri, hasarın görüldüğü dokuya bakılırsa değişim gösterir. Bu anlamda, iskemik hasarın en sık görüldüğü dokulara bağlı olarak ortaya çıkan emareler şu şekilde sıralanabilir:
Kalp kasının etkilendiği durumlarda görülen emareler
Kol, çene ve boyun kısmına yayılan göğüs ağrısı
Çarpıntı
Nefes darlığı
Halsizlik ve bitkinlik
Bulantı ve kusma
Beyin dokusunun etkilendiği durumlarda görülen emareler
Şuur kaybı
Görme kaybı
Konuşmada bozukluk
Denge kaybı
Kişilik değişimleri
Vücudun belli noktalarında kasılma
Vücudun belli noktalarında his kaybı
İskemi Iyi mi Tedavi Edilir?
İskemi tedavisinde temel amaç, iskemik hasarın görüldüğü dokuya oksijen ulaştırılmasıdır. Bu doğrultuda, iskemiye yol açan mekanizmanın düzeltilmesi hedeflenir. Kan akışının sekteye uğramış olduğu durumlarda tıkanan kan damarının çeşitli yöntemlerle (ilaç tedavisi, anjiyografi yada bypass ameliyatı) açılması ve kan akışının sağlanması; damara bası olan durumlarda basının giderilmesi, vaskülit ve benzeri durumlarda ise altta yatan hastalığın tedavisi hedeflenir. Kalbin çalışmasına ilişkin bozukluklarda ise kalp atış enerjisini artıracak ilaçlara başvurulabilir. Burada mühim olan nokta, iskemiye yol açan etkenin ortadan kaldırılması sonucunda yoğun oksijene maruz kalan dokuda reaktif oksijen radikallerine bağlı hasar ihtimalinin göz önünde bulundurulması, iskemik hasarın mümkün olan en kısa sürede düzeltilmesi ve tedavi sonrası doku hasarının denetim altında tutulmasıdır.